28 Ağustos 2011 Pazar

Hayalin Senden Daha Güzel Sevgilim..

Çok kalanım oldu sende sonra.. Bu kez hep ben gittim.. Senden sonra kalanlar hep seni hatırlattılar. Sadece seni özledim... Sabahları uyandığımda üşüyerek arkama baktım sana sokulma telaşıyla.. Yorgana daha sıkı sarılarak bitti her sabah... Aldığım nefeslerini sakladım senden sonra.. İçimde kal istedim. Yok olacağımı bilsemde, sen benle kal istedim.. Gündüzleri daha bir telaşla geçse de kocaman yatağımda elim her gece boşluğa sarıldığında yalnız olduğumu anladım. Senin uyuduğun yastığa sarıldım... Başkalarıyla sevişirken seni düşünerek geçti yalnız uyumadığım her gece..  Soğuk suyun altında kendime gelmeyi beklediğim gecelerim oldu senden sonra.. Tenimdeki izlerini kazımaya, yok etmeye çalıştığım gecelerde.. Olmayınca anladım, zorlamadım.. İçime başkası aktığında seni kirlettim.. Ben hep aynı kaldım sevgilim.. Sana sevdalı, sana aşık kaldım.. Tuttuğum ellere sımsıkı sarılmadım, yapamadım.. Bazen senin başkasıyla nasıl seviştiğini düşündüm, ağlayamadım... Ben seni hiç suçlayamadım.. O yüzden senden vazgeçmem mümkün olmadı, kendime vazgeçmek için bahaneler bulamadım.. Şimdi sen. başka sevdaların kahramanı olmuş, başka kadınların kokusuna bürünmüş, görünüşü sen ruhu başka bir adam... Oysa ben senden çok seni sevmenin mucizesini yaşamak istedim. İçimde hep aynı kal istedim... Sahneler kurdum kafamda, ikimizin yerine de oynadım.. Hayalin senden daha güzel sevgilim.. Seninle arada bir gerçekleşen sevişmelerimiz ve bilmek istemeyişim hayatını ondan.. Kurcalamamam ondan.. Sana sevdiğimi söyleyemiyorsam ondan.. Güçlü falan değilim aslında ben! Yanımda başka adamlar taşımam bunlardan. Benden sonra o sevdiğim adam olarak kalamayışından.. Eski sen güzel, sana yazdığım herşey güzel... Dedim ya! Hayalin senden çok daha güzel... Köşemde kal, konuşmadan.. Arada bir hatırlat kendini, kurcalamadan... Bir daha merkezimde olamayacağını ikimizde biliyorken, bırak seni olmadığın biri gibi seveyim.. İki faklı kişi olarak kal. Şimdi sıradan bir arkadaşım, eskiden aşkımken...

Bir daha asla aynı adam olmayacaksın...

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Sen Hoş"ça kal"

Sen.. Benim en büyük hatamdın. İçime her baktığımda en derin yaram... Ne insanlar yama oldular da kapatamadılar.. Çok, çok sızladı her başkası dokunduğunda.. Damladılar bıraktığın yaraya.. Büyüttüler ve kanattılar.. Her geçen gün daha çok kanayan bir yara sen olmadıkça... Biliyorum nefes alamıyorsun ben olmadığımda.. Bende alamıyorum senden uzakta, uzağında.. Gözlerin olmadığında üzerimde.. Gülümseyemez oldum.. Düşlerimi ve umutları bıraktım.. Sadece yaşarsam seni unuturum sandım.. Sevdim başkalarını yada inandırdım kendimi sevdiğime.. Sevemedim oysa.. Ellerinden başka kimsenin ellerini sevemedim.. Geçer dedim.. Herşey biter ya bir gün, sende bitersin sandım.. Kendimi kandırdım.. Nefes almaya çalıştım. Ben en çok kendimi kaybettim sevgili.. Seni değil tanımadığım tenlerde, kendimi...

Zehrini bıraktın içime. Yavaş yavaş ölüyorum.. Kendimle beraber seni de tüketiyorum. Gelmemene içerlerdim, artık aldırmıyorum.. Biliyorum, eskisi gibi olmayacak hiç birşey.. Seni arayacağım, baktığım her gözde.. Kokun gelecek burnuma kokladığım her tende.. Ve gözlerimi kapattığımda sarılırken, sen olacak karşımda ki herkes.. Sevmeyecekler beni senin gibi.. Sevmemekle beraber, yaralayamayacaklar ve en önemlisi küçülmeyecekler senin kadar.. Alışacağım olmayışına, aldırmayacağım daha az sevilmelere.. Bende sevmeyeceğim belki de bir daha.. Tutulup bir masala, bırakamayacağım kendimi güzel sonlara.. Ne zaman çok mutlu olsam, biraz da acı olacak içinde, mutluluğum sensiz diye.. Adını duyacağım insanlardan.. Bilmeyecek kimse seni. Sende bilmeyeceksin özlediğimin sen olduğunu.. Kendimle kalacağım... Güzel bir sürü gecenin sonunda yine yalnız, yine hayalinle öylece oturacağım. İki kadeh alacağım içerken biri boş kalacak... Sen kim bilir kimle tüketiyor olacaksın içkilerini... Her geçen gün daha kolay gelecek sensizlik.. Uzun saçlarım kadar olmayacak ağırlığın üzerimde... Unutulmayacaksın belki ama yaşanmayacaksın da.. Dönemem ki sana... 

Sen yaşanılası en güzel şeydin yeryüzünde... Kirletmeden çok önce kendini. Şimdi ufak ufak mide bulantısısın içimde.. Yok olan sana karşı, özlediğim bir bedensin... Biliyorum, kendine geri gelemeyeceksin... Gelsen de ben olmayağım karşında ki.. Tükettiğin her şeye küfürler savuracaksın o zaman.. Yokluğumu, sonralarda anlayacaksın sevgili... Sonralarda anlayacaksın ne çok sevildiğini.. Şimdi ne kadar zor olsa da; izin vermeyeceğim bir daha yarınlarımda olmana... 

Sevgili...
Şimdi sen;
Hoş"ça kal"
ben;
Allah'a emanet...

18 Ağustos 2011 Perşembe

İyi olmak yetmiyormuş aşkta..

 

-din.. Çabuk geçtin...

Zor zamanlardaydı... İçim, dışım O'ykendi.. Geldin. Cılız bir güneştin. İlkbaharın bana ilk gülümsemesiydin. Isıtamazdın belki ama unuttururdun... "Var" olacaktın.. Düşmüştüm, çaresiz sana sarıldım.. Kanayan yaralarım vardı. Kaybetmeyi göze aldığım bir ruhum... Gülümsedin, yağmurla gelen bir güneştin.. İçimdeki gökkuşağının sebebiydin.. Yedi farklı renktin... Alışabilirim dediğim bir hayat, okuyabilirim dediğim bir kitaptın.. Hayatını değiştirebileceğim herhangi bir insandın.. "Yok"luğunu dşünmediğim, hesaba katmadığım bir varlıktın.. "Hiç"lere karışırken, olmamışsın gibi yaşamıma devam ederken öylesine bir "şey"din.. Hiç kızmadığım, canımı yakmayan biriydin.. İzin vermediğim, veremediğimdin... Özel biri olmadın. Hayatımdan, benden bir parça alamadın. Öylesine biriydin dediğim gibi.. Yine de unutturabilirdin.. Dönüp arkamı, uyumazdım mesela başkasıyla... Bu kadarı tesadüf olmazdı. Gittiğin gün, başkası gelmezdi, gelse de ben olmazdım burda belki.. Sevemediğim bir mevsimdin. Neyse ki çabuk geçtin...

Ne diğerleri Ne de sen...

Uzun zaman oldu yazmayalı.. Belki kokun gelmeseydi burnuma yazmazdımda daha onca zaman.. Bazen unutuyorum seni.. Gün aşırı, arkadaş sohbetlerinde, içerken, gülerken, sevişirken unutuyorum.. Sonra birisi hatırlatıyor seni.. Adın geçiyor laf arasında, susuyorum çoğu zaman.. Artık emin olamıyorum seni sevdiğime yada sevmiş olduğuma.. Senle seviştiğime, içimde bir aşk büyüttüğüme... Hepsi okuduğum bir kitaptan aklımda kalan parçalarmış gibi.. Yazışmalarımız iki aşık insanın dialogları.. Ama biz değiliz sanki.. Sen ve ben değiliz.. Hem özlemiyorumda seni eskisi gibi.. Yok oluyorsun.. Avuçlarımdan akıp giden su misali.. Kayboluyorsun. Ve biliyorsun benden gittikten sonra hep aynı pisliğe akıp, kötü kokulara karışıyorsun.. Dikiş tutturamadığın hayatına üzülüyorum aslında.. Senin gibi bir adama yakıştıramıyorum aslında.. Ölesiye güçlü! Dev gibi yıkılmaz sandığım adam.. Beni büyüten, oyunun en büyük hilelerini bana öğreten adam.. Şimdi sen mi yenik düşüyorsun bana öğrettiklerine? İnanmak güç.. Oysa bir annem tanırdı beni, birde sen.. Şimdi ikinizde mi öldünüz? Onunla beraber yüreğimden kopan herşeyle sende mi karıştın toprağa? Yüzü sen, sesi sen, kokusu sen bir adamsın.. Ama benim sevdiğim kişi değilsin.. Bir insan kendini nasıl böyle güzel yok edermiş, onu da senden öğrendim bak! 


Şimdi kim sevse beni eksik,yarım, yaşanmış.. Yetmiyor, yettiremiyorum.. 
Ve ben kimi sevsem hep gitmeye planlı.. Kalmak istemiyorum..
Yazıyorum başkalarına, okuyorum.. Aşık olduğuma ikna ediyorum ama aşık olmuyorum aslında..
Avunuyorum, avutuyorum..
Ne seni, ne de bir başkasını içime alamıyorum..
Sevişmeler yine tutkulu, yine de bazen aklıma geliyorsun, yutkunamıyorum.. Boşalamıyorum, öpüşmüyorum..
Gözlerimi kapattığımda herkes sen, senle sevişirkende, sen başkaları oluyorsun..
Hissedemiyorum belki ama yaşıyorum.. Seni tüketiyorum! 
Beni kimse bir masala inandıramaz artık. Kimse de "o" adam olamaz. 
Ne diğerleri, ne de sen...