11 Nisan 2012 Çarşamba

Ayrılık. . .

bu ilk ve son olacak
sitemlerle doldurmayacağım satırlarımı
eksiği olacak belki ama fazlasını yazmam mümkün değil
her bir hecesi adından uzun
ve her bir hecesi canımı alıyor bedenimden...
en kötüsü de öncekilerden çok farklı..
bunun adı ayrılık!

---

koca bir ömre küçücük gelecek
bir yerden sonra hatırlanmayacak
unutulmaya mahkum
on dakikalık gözyaşları kadar sevdi beni

yalanlar kendi gördüklerini inkar edebilecek kadar
umarsız hayatını yaşayacak kadar
yüreğime bakmadan sevdi beni
halbu ki bilmez
nasıl sevdim aşkı onda ona ait olanlarda
hatta kusurlarında, yanlışlarında..

yarım kalmış bir kitap gibi
sözlerini ezberleyemeden kaybolan dizeler gibi
eşi benzeri bulunmaz sonu yazılmamış senaryo...
o kadar kısaydı!
eksik sevgi...

zaman gece ve gündüz içinde akarken
gerçeğin yüreğini burkacağı inancı yok içimde
dürüstlüğüme edilen derin hakaretlerindi hoyratça aşk deyişi..

dün içimdeyken;
bu gün bir yabancıdan daha uzak oluşu gibi sevdi
kendince aşk koydu adını
sınırlarını çizdi
vermediği değerini çekip üzerimden
yoğun yaşlara karıştı
gittiği yönü bile göremedim...

yaşayabileceklerimizi yaşayamadığımıza tüm kırgınlığım
çünkü biliyorum
sevgisi gidişinde istekliydi
başarabilecekken gitmek kolaydı
gitti...
savaşmak ona göre değildi
derinliğimi sevemedi
belki de sıkıldı ve
gitti..
kim bilir?..

ruhumu verdiğim sevgisi
ona gülümseyemeyecek kadar uzaktı da benden
yine de onda bıraktım ruhumu
özeldi diye adı AŞKtı diye
sevildiğini hep hissedebilsin
korkusuzca yaşayabilsin bu hayatta diye..

ve ikiye bölünmüş kalbim
bir anlam taşımıyor onsuzken
içi böylesine boşken
yine de bırakmıyor ve
var olma savaşı sürdürüyorum yaşamda
dudaklarımı kapatıyor
sus diyor
küçücük ellerimle yeni şeyler inşa etmeye çalışıyorum
olan tüm gücümle
içinede minicik sevgisini koyuyor
bir kez daha yıkıp
her seferinde daha az güçle
ama daha istikrarlı
yine inşa etmeye koyuluyorum
başaracağımın inancını yitirmemeye çalışarak

Hak etmemişliği bildiğine inandığım
sevgisine anlam veremiyorum
karmaşasına gülmeye çalışıyorum zorla
ve göz yaşlarım yerleşiyor gülüşlerimin kenarlarına..

yalanlarla kurduğu dünyası ne kadar sağlam olabilir ki diyorum
ne daha değerli yeryüzünde
dürüstçe ve var olan tüm yüreğinle sevmekten?
yine cevapsız kalıyor sorularım sessizlikte
ve arkamı dönüp usulca uzaklaşıyorum hayalinden

inanmışlığımda yıkılmışlığım kadar büyük bak!
arkanı dönde enkazıma bak diyorum..
ne kadar inandığımı gör diye bağırıyorum
enkaz o kadar karanlık ki
aydınlıkta ki dünyasında görünmüyor hayret!

hıçkıra hıçkıra gülmeye çalışıyorum
sessiz sessiz çığlıklar atıyorum tüm gücümle
dünyayı sarıyorda kimse anlamıyor
onun anlamadığını kim anlar?

açık olmak günahmış sevgide öyle dediler
miniciksin büyü öğrenirsin dediler
hileler yap oyunlar oyna aşk oyundur! dediler
sevgisine oyun oynamadığım için kaybetmişim öyle söylediler
oynayanlar kazanırmış öyle dediler
sustum! gözlerim çığlık çığlığa konuşuyordu da ben sustum!
sonra..
güvenmek istemiştim
aşık olmak istemiştim dedim
cümlemi bitirmeden ben kestiler
gerçek dünya böyle değil prenses uyan dediler
gözlerimi sıkı sıkı kapattım
gerçek dünyayı sevgime yakıştıramadım

yatakta sağ tarafta yatmıyorum artık
sonra soluma bakmak acı veriyor
telefonlarımı kapatıyorum
kimseden ses beklemiyorum
biliyorum sen dışında hiç biri mutlu edemeyecek beni..

yaşamaksa yaşıyorum da
artık bu yaşamı sevemez oldum

yaşamak istemiyorum senden bir başka tende
ve tadını merak etmiyorum başka dudakların
bir mide bulantısı şimdi herşey bana
güçlü durmaya çalışıyorum herşeyi yeniden öğrenirken
sil baştan.. en baştan..

oysa herkes senin kadar sevilmek ister
benimki gibi bir yürek tarafından...



"kim bana avuçlarında cenneti sunabilir ki tekrar tekrar... ve ben kaç eli daha gözlerim avuçlarında iz aramadan böylesine masumca tutabilirim ki? inanmış olmak mümkün mü tekrardan bir başka adam'a herseferinde.. bu kadar mı kolay kutsallıktan vazgeçmek ve yeni tanrılar yaratmak yer yüzünde.. hiç sanmıyorum!"

şişştt.. sormayın! kendime söyemek bile yeterince zor! hep ona ait bir kalp ağrısı ağrı bitene kadar ona ait bir beden onun için gözyaşları ve sessizlik.. derinden!

oysa ben seni severken......

sadece özledim(!)
ve şimdide ellerim titriyor
boşlığa bırakığın avuçlarım kanıyor
sonu olmayan bir girdapta düşüyorum!


özge özvatan

---bu gözyaşlarımla cennete gidecekse birileri
ben hıçkırıklarımı helal ettim bile---