18 Haziran 2015 Perşembe

Zor

Bu gün sana defalarca yenilmekten yorulduğum bir sabaha uyandım. Aylardır yüzünü görmediğim bir adamı hala sevebildiğim için kendimden utandım. Sarhoş ağlamalarına beni aradığında ardından telefonu kapatıp hala ağlayacak kadar aciz oluşuma kızdım. Her şeye karşı dimdik durabilsem de sana defalarca yenik düşüşümden bıktım. Sabah aynaya baktım, gözlerimde ki yansımandan anladım, bitmiyorsun.. Ne kadar tüketsem de, ne kadar tiksinsem de hatta nefret etsem de bitemiyorsun.. İçimde ki senle savaşmaktan bıktım. Bu sabah silahlarımı rafa kaldırdım. Her koşulda kaybedeceğimi anladığım bir savaşta boğuşmaktansa, kendimi öylece ellerinden gelen ölümlere bıraktım.. 

Senini içimden alsın diye sabahlara kadar ağlayarak yalvardığım Allah'ın vardır bir bildiği. Bir sınav mısın? Sevap mı yoksa günah mı bana bilinmez ama öylece asılı kaldın kalbimin tam orta yerinde. Ben kimseyi; hem bu kadar nefret edip hem böyle çaresizce sevmedim hiç. Adına yalanlar söylediğim hatta kendimi kandırdığım biri de olmadı. Bu kadar affedemediğim ve özgür de bırakamadığım.. Sesimde merhamet bırakmadan cümlelerimde acımasız davrandığım ama arkasından hıçkırıklara boğulduğum bir adam da olmadı bir daha.. Senden sonram olmadı... 

Nasıl özledim ellerini, gözlerini, yüzümde nefesini bilemezsin. Nasıl zor burada öylece durmak, beni senden uzak tutmak ve lanetler okumak.. Her güne öfkeyle başlamak, adına ah'lar etmek ne zor. Günde en az bir şarkıda senin olman, bu şehirde anılarının kalması ve kokunun İstanbul a sinmesi ne zor.. Defalarca yeni senaryolar yazıp oynamaya çalışmak ve senden vazgeçmek.. Bıraktığın yerde kalmak, hayatın değişmesi ve benim o yıllara saplanıp kalmam.. Zor sevgilim senden ayrı 2 yıldır her gün nefes almak.. Geçen zamana küfürler savurmak ve defalarca düşmek, düşerken seni sürüklememek için kendini paralamak çok zor.. Uzaktan izlediğim hayatına artık sahip olamamak ve her düşüşünde seni tutmamak için kendimi tutmak... Başkalarını ortak ettiğin hayata şahit olmak ve sen telefonun ucunda o kadınlardan bahsederken gözyaşım aksa bile, güçlü bir sesle sana git artık demek... 4,5 yıldır seninle uyanmak ve hatırlamadan bir an uyanmaya çalışmak çok zor.. Başkalarına seslenirken adının dilimin ucuna gelmesiyle onlara gülümsemek... Hayatta var olmak başka, sensiz bir yaşama ömür demek inanılmaz zor..

Yerini kimseye veremeyeceğimi, kimsenin hatta senin bile artık aynı adam olamayacağını kabul ettiğimden beri tek başıma mutlu olmayı öğreniyorum. Hayattan iki kişilik değil tek kişilik anlar çalıyorum. Daha çok çalışıyorum, daha çok okuyorum ve daha az yazarak daha kısa uykular uyuyorum... Oyalanıyorum sevgilim. İhtimalleri tükettiğim bir ilişkiyi özlemle anıyorum ve yine sana hakkımı helal etmeden uyuyorum. Unutamıyorum, hazmedemiyorum ama vazgeçemiyorum da. Bir karmaşanın içinde sürükleniyorum ve biliyorum senin de sürüklenip gittiğini ait olmadığın bir hayatta...

Artık sende düşüyorsun. Hemde yavaş yavaş değil, çarpa çarpa düşüyorsun. Ne yapacağını bilmiyor ve oyalanıyorsun. Tıpkı benim gibi, sende kendini kandırıyorsun. Dönüşlerini kapattığın yollar için eminim ki kendine beddualar ediyorsun. Sahip olduğun en değerli şeydim senin yeni yeni anlıyorsun. Çıkmaz sokaklarda kendine yollar arayıp duruyorsun. Yumruklarını daha çok sıkıyorsun. Daha kolay öfkeleniyor ve kendine her gün daha çok kızıyorsun. İnsanlarla ettiğin sesli kavgalar kendini yumruklara bırakmaya başlıyor. Ben olmadan sen, sen olamıyorsun. Üstelik artık böylesine dolu dizgin sevilmiyorsun, beni seven bir kadın var da diyemiyorsun... Azalıyorsun.. Ben senin ait olduğun diğer yarınım biliyorsun... 

-Bir gün yeniden sarılacağım sana, biliyorum. Ağlaya ağlaya, konuşacak mecalim bile kalmadan hemde.. Yüzün ellerimin arasında olacak.. Kaç saat sürer bilmiyorum ama "ömrüm" diyeceğim, "hoş geldin"... 


Özge Özvatan