7 Ocak 2013 Pazartesi

mutlu ol sevgilim...

Şimdi gece sabaha varıyor.. Uyuyamıyorum... Hayal kırıklarım gözlerimi kanatıyor yine de ağlayamıyorum... Şimdi herkesleşen sen misin sahiden? Üzerine yakıştıramasam da durduramıyorum. Farklı olmalıydın, farkını sevdiğimden.. Bilebilseydim eğer bu gün olacakları, tanıştığımız gün uykuya dalmazdım yanına mesela.. Sunmazdım sana dürüstlüğümü, varlığımı, içimdeki tüm korkularımı... 

Masumiyetini sevmiştim. Başkasında bulamam, onu o yüzden kaybetmemeliyim dediğim yüzlerce gece ben bir yalana inanmışım. Masum değilmişsin en az başkaları kadar.. Herkes gelir, gider. Sende gidebilirdin. Ama giderken ben senden böylesine nefret etmemeliydim. Midemi bulandırmamalıydın belki de sadece... Bana güvenmiyorsun derdin. Görüyorum ki güvenmemekle haklıymışım, farkındasın sahi değil mi? Ve aynaya baktığında hala kendine bakacak yüzün var değil mi? Öyle çok gece gitmeliydim ki, ve öyle çok gece sana kıyamadım ki... Yalnızdın, tanıdığım herkesten çok... İnsanlara değil, onların yalanlarına inanarak sürdürüyordun hayatını. Savunmasızdın. Kıyamadım... Başkalarına git derken, seni korumaya çalışmam ondandı.. Ben seni incitemezdim... Her satırını ezberleyerek okuduğum ve altını çizdiğim kitabı bir kez olsun okumuş olsaydın, bilirdin.. O bile çok geldi, onu bile yapamadın... En sevdiğin öldüğünde ben vardım. Sana masallar anlatmadığım için suçlu olan bendim, olsun. Zamanı gelince sende anlayacaksın. Birileri bunları sana söylemeliydi. Ben kötü olmayı göze almıştım zaten, daha iyi olabil diye.. Şimdi görüyorum ki, yine yalanların peşine takılmış gidiyorsun. Bende ki tüm varlığını, tüm senliği içimdeki söküp alıyorsun.. Aynı anda kaç farklı maske taşıyorsun? Birilerinin egonu okşaması, sana yalanlar söylemesi mi güzel geldi söylesene? Yoksa gözden uzak gönülden ırakmı olduk şimdi? Dünya küçük sevdiğim, dönüş yolları acıtır, öğrenemedin... Benimle paylaştığın gibi paylaşabilecek misin sahiden? Yapamazsın. "Dengin" bunlar mıdır? Bu muydu senin seviyen? Ben mi büyütmüştüm seni gözümde yoksa?  Ben senin hayatını sana anlattım, sen kendini kaldıramadın. Bana değil, kendine yetemedin. Kabullenemedin.. Senden asla olamayacağın biri olmanı istemedim, kendin ol dedim. Tek başına kendin ol! Bana sen yetersin dedim, olduğun gibi.. Başkalarının olmanı istediği gibi değil. En kolayı zor geldi sana... Ki ben gittiğin her yolda ne olursa olsun, bırakmazdım elini... Bir kez daha görüyorum ki; iyi olmak yetmiyor aşka, iyi gelmiyor... Peki zaman geçtikçe, karşındakiler sana yetmedikçe, hava ben gibi koktuğunda, gece rüyana girdiğimde, yaşayabilecek misin şimdi bu yaptıklarınla? Olmaya çalıştığın şeyler sana ağır geldiğinde, seni iyileştiren kucağında ağlayarak uyuyabileceğin bir ben olmayacağım. Tebrikler, çok güzel harcadın!

Ben seni çok sevdim. Masal bakan gözlerini, fırsat buldukça öptüğüm avuç içlerini... Hiç sevemediğin göbeğini mesela... Sesini sevdim bana şarkılar mırıldanırken telefonun ucunda.. Bana sarılmanı sevdim titreyerek. Seni seviyorum demeni sevdim, yalan olduğunu görerek... Kandırmanı sevdim her seferinde, sana yenilişimi sevdim, anlayamasan da. Bana gelişlerini sevdim. Beni ağlarken bırakıp gidişlerini geri geleceğim dediğin için... Kucağımda uykuya dalmanı sevdim, biraz film, çokça seni izledim... İçtiğimiz şarapları sevdim, gece uykunda benle konuşmanı... Bir bebeğin annesini koklar gibi beni koklamanı sevdim. Sana kızıp, diğer herkese seni savunmayı sevdim... Kendimden vazgeçmeyi göze aldırabilmeni sevdim.. Paylaştığımız fotoğrafları, o 3-5 şarkıyı sevdim... Hastalıktan sürekli şikayet ettiğinde, senin için endişelenmeyi, birşey yapamıyorum diye kızmayı sevdim. Senin için öğrenmeyi, çıkar yol bulmayı sevdim. Sende seni sen yapanları sevdim. Kıyamadığın anneni sevdim.. Sen dediğim ne varsa, bu gün o adam sen değilsin... Hangisi gerçek bilmiyorum ama, bir annem, bir de sen toprağın altında, Allah'a emanetsiniz...

Bu hıçkırıklarımla cennete gidemezsin diye, hepsi helal olsun... Mutlu ol sevgilim, senin içinde bir ölü benim artık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder