29 Ekim 2015 Perşembe

Sen Bilirsin!

Kolay biri olmadım hiç bir zaman. Ve yaşadığımız her şey de muhteşem değildi. Zaten kolay bir hayatım da olmadı. "Her şey fazla güzeldi zaten" cümlesinin karşılığı olduğum zamanlar pek az değil hani. Kabullenmek gerek, hayat kimseye çok kolay değil aslında. Belki benim dağım seninkinden bir kaç metre büyük, belki onun ki benden... "Allah dağına göre kar verir" inancımdan vazgeçmesem de, taşıyamadığım ya da taşıyamayacağımı sandığım ağırlıklarım da oldu. Bazen yanımdaydın, bazen değildin. Öyle harika biri değilim ben. Hiç bunu iddia etmedim zaten. Güzel yanlarım yok mu? Vardır elbet. Ama insanlar önce olumsuzlukları görürler. Ta ki, elinden kayıp gidene dek güzellikler... Fedakarlıklarımı görmezsen onları yapmaktan vazgeçebilirim ben. Sıkarsan ölür, gevşek bırakırsan kayar giderim avuçlarından. Dengesizimdir bazen. Ani çıkışlarım olur zaman zaman. Sana bağırabilirim, çok kızarsam küfür ederim ve kalbimi kırarsan tokat atabilirim mesela! Sonunu düşünmeden yaparım hepsini. İçimden geldiği gibi yaşadım hep küçük hesaplarım olmaz benim. Sana beslediğim her duyguyu sonuna kadar hisset isterim bu yüzden. Gülüşlerimi de saklamam, göz yaşlarımı da. Utanmam ben kimseden hem. Yaptığım her şeyin arkasında duracak gücüm her zaman oldu. Arkama bakmam daha ziyade ardımda bakılacak bir şeyler bırakmam. Mızmızlık yapabilirim bazen. Öylesine şımarabilirim. Sarılırsın geçer, gülerim. Bir çubuk krakere tav olabilirim. Bir dilim pasta her şeyi unutturabilir bazen. Tüm kötümcül yanlarım bir yana, çok güzel severim. Ben mutluysam, sen daha mutlusundur. Bilirsin. Sabahları parlayarak uyanırım. Evde pijamalarımla popo sallarım. Sağa sola takılırım, sakarım. Senin için yemek yaparım. Uykunda seni izlerim. Sana güzel notlar yazarım. Küçük hediyeler alırım. Kabul ederim ki bazen bokunu çıkarırım. Sen araba kullanırken kucağına tırmanırım. Seni öperken önünü kapatırım. Sarhoş olur, sana ne kadar aşık olduğumu anlatırım. Kollarında uyurum. Kucağında film izlerim. Bir kitabın sayfalarını seninle paylaşırım. Şarkılar fısıldarım kulağına.  Kucağımda uyumana izin veririm. Saatlerce kımıldamadan durabilirim.  Sokakta kucağına atlarım. Herkes önemsizleşir, canım çekerse seni öpebilirim. Seni senden çok düşündüğüm zamanlar olur. Dostlara seni anlatırken gururlandığım anlar. Ve sessizliği paylaşırım seninle, tenin tenime değsin kafi.. Sırlarımı paylaşırım senle ve asla yalan söylemem. Hayatımı paylaşırım, sahip olduğum her şey senindir de aynı zamanda. İhtiyacın olan her şey olurum da, ben gidene kadar farkına varmazsın ne kadar çok sevildiğinin.. İnatçıyımdır ben, öyle kolay gitmem. Her kızgınlığında arkasını dönüp gidenlerden olmadım hiç. Kavgamı ederim, hırsımı alırım ama gitmem. Yine de tüm bunların yanında önemsediklerimi ve rahatsızlık duyduğum şeyleri görmezden gelirsen susarım. Ve suskunluğum seni sağır edici ölçüde olabilir. O andan sonra ne yaparsan yap, benim için bitmiş bir sayfasındır ve ben silmeyi sevmem, sayfayı değiştiririm. İşte o günden sonra, sana yemin ederim adamım tüm o şikayet ettiğin yanlarımı bile her şeyden daha çok ararsın. Aramalarına bir karşılıkta bulamazsın.

Bil istedim. Bundan sonrasını; "Sen bilirsin!".

Özge Özvatan

22 Ekim 2015 Perşembe

Çocuk


Sana bakınca gördüğüm şeydi bu kare... 
Para kazanmak için sokakta koşturan, elinden kitabını düşürmeyen, içimi acıtan, ama dönüp saçını okşayıp "büyüyünce geçecek" çocuk diyemediğim gibiydin... 
Bu çocukların eline para sıkıştırmaktan ve gülümsemekten ötesini yapabilenlerden olmadım hiç. Ama içimin nasıl eridiğini de ben bilirdim. Bir gün çok param olursa onlara ben bakacağım derdim... 
Bu çocuklar gibiydin. Sevilmeye muhtaç, ilgiye aç, sıcak bir göğse, gülümsemeye... Hak ettiğin hiç bir şey senin değil gibiydi. Ve ben seni de onlar gibi sevdim. 
Sana kısa ama içten gülümsemeler verdim. 
Az sarıldım ama sıkı sarıldım. 
İçimi dışıma vuramadığımdan belki, sevmeyi de beceremeyenlerdenim.. 
Ben belki sevgisini en çok öfkelenerek gösterenlerdendim... 
Senin anlayabileceğin bir şey olmadığını bilemedim... İçin iyiydi, içini dışa vurabilenlerden değildin. 
Bu çocuklar gibi, acıyla büyüyüp, sokakta gülümsüyordun... 
Keşke onlar gibi, direnseydin ihtiyacın olana, bana. İstediğini alana kadar gitmeseydin. 
Sana da uzaktan acıyarak bakmasaydım.. Onların mecburiyeti sende yoktu. 
Yarın bu çocuklardan birini görürsem sarılacağım. Saçını okşayacağım. 
Yarın yanımda olacak olsaydın seninde elini tutar, hiç bırakmadan uyurdum...

Özge Özvatan

5 Ekim 2015 Pazartesi

Vol - 1

Anladığım yerde bırakmayı öğrettin bana. 
Canım yana yana, kanaya kanaya, ağlaya ağlaya...
Seni bırakamadığım an öğrendim bırakmayı. 
Seni bırakmamanın bedelini ödediğimde..
Ellerin bende cennet olduğunda, nefesin boynumda olmazsa uyuyamadığım da..
Varlığın beni bütünleyen tek şey olduğunda..
Yaşayacağım her şeyi gözüm kapalı, göze aldığımda.
Hatta bağlayıp gözlerimi, kendimi dibini göremediğim kör bir kuyuya bıraktığımda..
Dinlediğim her şarkı acıtmaya başladığında ve sesinle duyduğum her melodi
Beni darmadağın etmeye yettiğinde..

Kısacık bir adın vardı. 
Benim üzerine sayfalar dolusu roman yazdığım adın.
Ömrümün en uzun hikayesi olan adın.
Başkasından duyduğumda içimi sızlatan..

Sana sarıldığımda göğüs kafesinin altında kalan başım.
Dinlediğim kalp atışların.
Senin beni kucağına alışın ve sıkı sarılışın.
Sabahları benimle uyansan da,
gece boyu beni sayıklayışın.
Su içmek için yanından ayrılırken
"Aşkım nereye" diyerek ardımdan kalkışın.
Ve bana senden sonra huzurlu bir uykuyu haram kılacak kadar güçlü sarışılın..

Hiç unutmadığım,
unutmak için sarıldıklarımın hatırlattığı adamsın.
Bir ömre bedel gözlerinin kahvesi
Ve duruşun yanımda, 
Yürüyüşün..
O mütevazi hallerin, kısa gülümsemelerin..
Yanımda bir çocuk oluşun,
Hep söylüyorum "ellerimi sıkı tutuşun"

Hala kalbimin orta yerinde, zirve de 
tek başına otururken..
Belki de senden sonra sevmeyi unuttum.
Anladığım yerde bırakmayı değil de insanları,
Yerini dolduramayınca gitmeyi öğrendim..

Kaç kişiden gittim bilmiyorum ama,
ben herkeste -yine seni özledim..

Ben sana gelen yolları unuttum,
Sen gel..
O çok sevdiğim ellerini yine bana ver.


Özge Özvatan