Saat gece yarınısı biraz geçti. Kafam
hafif güzel. Hani ne diyeceğimi biliyorum ama yalanda söyleyemem cinsinden. Bu
gece seni arayamıyorum. Aramakta istemiyorum. Adın geçiyor bir iki duble de
kafi. Sen bilmesen de olur diyorum kendi kendime. Hem hangi şarkıya eşlik
ettiğimden kime ne? Hele sana?
Bir kaç kadehten sonra dalıp gittiğimi
bilmesen de olur. Adını söyleyemediğimi mesela. Sadece sustuğumu, şarkılarda
seni bağırdığımı da.. Gizli özne sen olsan ne olur? Yokluğun derinime
işlemişken? Sarılıp soluduğum onca adam sen olmuşken? Ve her şey için bu kadar
geçken.. Ben şimdi senin kokunu bile hatırlamazken...
Mesela şimdi iki damla göz yaşı dökmüşsem
ne olmuş? Zaten sana ağlamıyorum ki. Artık nasıl sevilir bir insan bilemeyişime
bu. Nasıl ait olunur, nasıl güvenilir ve nasıl inanılır? Bir daha birine ömrüm
der miyim bilemediğimden bu. En güzel hislerimi bir daha göremeyeceğim bir
adama harcadığımdan. Senin o kahverengi içime işleyen, derinime inen
bakışlarına harcadığımdan hepsi..
Şimdi sana yazık ettin bile diyemiyorum.
Sen ne yaşadın ben bilmiyorum. Beni hissedebildin mi? Sevdin mi hiç bilmiyorum.
Öylece gelip geçtin mi yoksa? Bir basamak mıydım senin için ya da bir ego
savaşı mı emin değilim. Sana verdiğin değer için bile teşekkür etmekten uzak ben,
sen ne düşledin bize dair bilemiyorum...
(Ki senin ellerin çok güzel severdi beni.
Hep onlar severdi. Sabahları günaydın telaşım, geceleri iyi geceler huzurum
olurdu ellerin. Avuç içlerini öperdim en son ve elim avucunda uyurdum her
zaman. Başka bakardım sana. Kimseye bakamadığım kadar kıyımsız mesela. Başka
severdim; kimseye verdiğim sadakatimi sana verecek kadar mesela. Canımı
verirdim sana yaşayacak olan sen olduktan sonra... Gülüşüne kahkaha atılırdı.
Ses tonuna bir şiir yazardım... Bakışına aşık olurdu bir kadın. Ben sana
tapardım. Bir şükür duası olurdun sen, ellerimi Allah'a açmış yalvarırken.. )
Şimdi sen ne bana günah, ne başkasına
sevap...
Özge Özvatan
Özge Özvatan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder