10 Mayıs 2012 Perşembe

İçinde bir "orospu" kadar olamamak


Aklımdan geçen, dilimin ucuna gelen, tarifi zor olan sana anlatmak istediğim binlerce şey vardı. Sustum! Sana sorsam her zaman çok konuşmuştum. Konuştuğumdan çok sustum...

Sana kendimi anlatamadım mesela.. Hangi rengi severim en çok? Hangi şarkıda ağlar, gülerim? En sevdiğim yemek nedir? Hangi kıyafetimi giymek bana kendimi iyi hissettirir? Ve ben en çok kimin yanında mutlu olurum? Yüreğim en çok kimi sevdi? 

Masal gibi aşklar yaşadım... Yine de en gerçeği sendin.. Ne yazık ki bunu sana hissettiremedim. Sen senin kokunu solumadığımı sanırken onca gece de, ben mutlaka uyadım yanında uyuduğum her gece.. Seni izlemek, gülümsemek.. Koklayarak öpebilmek ve asla duymadığın şeyleri söylemek... Sahi! Hiç mi duymadın? Hiç mi hissetmedin? 

Kaç kez gittin bu aşktan ve kaç kez geri geldin? Seni tanıdığım herkesten daha çok affettim. Sebebi basitti; sana herkesten çok güvendim.. Ne yazık ki, diğer herşey gibi bunu da görmedin, göremedin..

Oyunlar oynardın.. Oynadığın basit oyunlar için küçücük kalbimi kırardın.. Yaralı ruhunu ben onardım! Sen oyunların içinde, gerçeğini karıştırdın. Etraftan gelen binlerce sesi duyarken, benim sesimi yok saydın. Ve asla benim için savaşacak kadar güçlü olmadın. Hoş gördüm.. Yine olsa, yine görürüm...

Çok olmasa da, yeterince adam sevdim. Gerçek şu ki herkesi birbirinden farklı sevdim...Farkı sevdim çünkü hiç biri aynı kişi değildi! Ama seni onları koyduğum yere koyup mezar üzerinde bir diri yaratmaya çalışmadım.. Başkasının üzerine seni sever gibi değil, ilk kez sever gibi sevdim.. Senden önce seni seviyorum dediğim herkese; yalan söylediğimi hissederek! Senin için küçücük kalbimde, hiç olmayan bir yer açarak.. Sen ki benim varlığından bile haberdar olmadığım duyguları bana hissettiren, içimde ki kötümcül tüm yanlarımı yok eden... Ama sonra kalbimi ezip geçerek, beni her zamankinden daha kötü kalpli biri haline getiren... 

Önemsiyorum diyerek, ama önemsediğini hiç göstermeyerek. Hep cümleler dolusu konuştun, eyleme gelince geri gitmek kolayına geldi. Şehirler arası mesafeden koşarak bana gelen insanlara inat sen olduğun yerde kaldın. Yolda yolumu kesenlere izin verdin ve en kötüsü kınadıkların kadar olamadın. Sana beni saklamak kolay geldi.. Bense artık yaşamak istiyorum! 

Seni sevmemem için kendini parçaladın, ben sevmeyince kucağımda ağladın. Ben sende hiç başka aşklara sığınmadım. Kaçmadım. Zamanla anlıyorum ki, sen yanlış olandın. Ne istediğini bilmeyen. Seviyorum diyerek önce kendini kandıran.

Sana hiç bedduam yok! Olmayacakta. Çok içerledim. Benim kalbimi avuçlarında çok defa parçaladın. Ve biliyorum bahanlerin ardına sığınırken çok yalan söyledin. Seni affetmeyen yüreğim oldukça, bedeller ödemeye devam edeceksin.

Yaşayabileceğim onca şeyi elimin tersiyle ittim, pişman değilim. Sadece kendime kızgın, kırgınım. Gel demeden gelmeyeceksen benim gel dediğim sen olmayacaktın. 

Başkaları gibi olmayacağım. Bekaretin bedenle alakası olmadığını sende zaman içerisinde böyle anlayacaksın. Beni beyninle sen defalarca aldattın. Ne yazık ki şimdi bunu anlayamayacaksın...

Ben senden önceme dönüyorum. Kaldığım yere. Yeniden başlayabilmek düşüncesiyle...Olanca gücümle.. Seni de bırakıyorum benden öncene. İlk aşkına, adına bedeller ödediğin, çok savaşıp, her yere peşinde gittiğine... Ne yazık ki içinde bir "orospu" kadar olamadım. Gerçi en başından beri farkındayım, ben zaten orospu olamazdım..

Herkes layığıyla yaşarmış. Öncelerimiz, sonralarımızın aynası olsun. Ruhumu özgür bıraktım. Şimdi gerçeğe dönme vakti! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder