5 Mart 2014 Çarşamba

Oynuyorsun

Bazen hayatın akışı değişiyor. Bildiğin her şey bir karmaşanın içinde yok olup gidiyor. İnandığın değerler, uğruna savaş verdiğin her şey kayboluyor boşlukta. Elini uzatıyorsun birine, tam tutacak gibisin, kayboluyor.. Kayboluyorsun.. Yollar çıkmaz sokaklarla bitiyor, ışıklar teker teker sönüyor, acını yüzüne vurmak ister gibi. "Bak her gün daha çok karanlıkta kalacaksın" der gibi. Dalga geçer gibi.. Anılarını silip atamıyorsun, üzerine sinmiş kokusundan suyla arınamıyorsun, başka kokulara bürünemiyorsun. İzlerini vücudundan silkeleyip düşüremiyorsun. Yaran da yara izin de öyle sana bakıyor. Yara bantları kapatmaya yetmiyor, kimse de artık yara saramıyor zaten.. Bazen özlüyorsun hem onu hem ondan önce ki kendini. Nereden başlaman gerektiğini bilemiyorsun. Aramak istiyorsun bazen, bir sesini duysan değişecek sanki dünyan, arayamıyorsun. Gururundan değil, hak etmediğini bildiğinden arayamıyorsun. Konuşacak hiç bir şeyiniz kalmadığını bildiğin için arayamıyorsun. Şarkılarda cümlelere ikinizi yerleştiriyorsun. Mutlu bir sona inanmak istiyorsun, inanamıyorsun. Bir sigara yakıyorsun, geçmezse bir yaş akıtıyorsun, yaşın büyüyor ve hıçkırıklara boğularak uykuya dalıyorsun. Bazen sevemiyorsun. Ne kendini ne başka birini. Son sevmemi, tüm sevgimi ona vermeseydim diyorsun, çok geç olduğunu anlıyorsun. Kimseyle konuşamıyorsun, hoş konuşsan bile anlatacak ne kaldı ki diyorsun. Daha çok susuyorsun. Boğazında ki yumru büyüyor, yutkunamıyorsun.. Başkaları oluyor sen yine onun sesine uyanmayı özlüyorsun. O uzun iyi geceler mesajlarını, hadi beraber uyuyalım diye şımarmasnı.. Her şey bir yana sana hitap etmesini özlüyorsun. Başkaları da söylüyor sonra aynı kelimeleri ama aynı değil. Sen onu hep aynı sesten duymak istiyorsun, için daha çok acıyor, yumrun büyüyor ve kalbin her gün biraz daha fazla sıkışıyor.. Deniyorsun, kendini kandırıyorsun bir kaç gün sürüyor, sonra aynaya yabancı gözlerle bakınca daha çok ağlıyorsun.. Olmayınca olmuyor diyorsun ve suçu yine kadere atıyorsun. Bir film repliğinde, eski bir dizi de, bir şairin dizesinde hep onu hatırlıyorsun. Bu kadar derin hatırlamana şaşırıyorsun sonra. İlk ayrılığın değilken neden en uzunu oluyor anlam veremiyorsun. Sevdiğini biliyorsun ama kendine bile söyleyemiyorsun.  Yok diyorsun, öldü varsayıyorsun.. Alışmaya çalışıyorsun ve kendini zorladıkça daha çok dibe batıyorsun. Olur olmaz insanlara aşk deyip, elini tutup "oynuyorsun"... İyiyim ben demeye çalışır gibi.. Gülerken fotoğraf çekiliyorsun, solan gözlerini pek az kişi fark ediyor. Diyemiyorsun, "ruhum onda kaldı" diyemiyorsun. Bir daha güvenemiyorsun. Geri dönemiyorsun, ileri gidemiyorsun. Yaşarken arafı görüyorsun. Günleri, ayları ve yılları sayıyorsun geçmesini umut ederek.. Hala beraber olsak bu gün bilmem kaçıncı yılımızdaydık diyorsun birine gülerek, gözünden yaş ha aktı ha akacak. Bazen birileri giriyor hayatına ve sen ondan sonra hiç yaşamıyorsun ama çok güzel yaşıyormuş gibi yapıyorsun. Oynamaya alışıyorsun ve perde kapanırken alkış bekliyorsun... Seyircin sayın umrunda değil, sen sadece kimse düştüğünü görmeden perde kapansın istiyorsun... Ve yine birini özlüyorsun. Bazen her günden daha çok özlüyorsun... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder