6 Kasım 2014 Perşembe

İkinci Doğum Günüm

Bu gün daha önce işlerin neden yürümediğini ve neden çok üzüldüğümü anlıyorum. Çok şükür beni üzene! Güzel şeylerin bedelini ödemişim onca zaman farkına bile varmadan.. O'nu geldiği zaman tanıyacağımı sanmıştım. Yanılmışım.. Beklemediğin yerden veriyor hayat en güzel sürprizleri. Ve bir kere daha anladım ki, tesadüf değildi yaşanan hiç bir karşılaşma. İyi ki beklemişim ve iyi ki inat etmemişim başka insanlarda. Arkamı dönüp gittiğim için bir gün bu kadar mutlu olacağımı tahmin bile edemezdim. Şimdi dünya daha güzel, sabah günaydınları daha neşeli ve iyi geceler demenin bir huzuru var.. Ve en güzeli bunlar bir alışkanlıktan ibaret değil. Hepsi yüreğimden gelen şeyler... Seviyorum dediğim adamlardan özür dilerim. Ben bilmeyerek aslında her birine çok büyük bir yalan söylemişim. Tüm o hisler neydi bilmiyorum ama bu gün hissettiklerimin yanında adı olacağına inanmıyorum. Başkasının Tanrı elleri vardı, ona Tanrı elleriyle sihirli bir değnek bulmasını söylerdim. Şimdi görüyorum ki Tanrı eller onunkiler değildi. Çünkü şimdi elleri sihirli olan bir adam var hayatımda, hayatımın tam ortasında.. Kalbimde mezar bile bırakmayan, anıları silen, yaraları saran değil iyileştiren bir adam var. Ömrümün en güzel "Hoş Geldin'i" var...
Bir gün birilerinin dağınık bıraktığı eşyaları gülümseyerek toplayacağımı söyleseydi onlara okkalı bir küfür ederdim. Olabiliyormuş. Gülümseyerek katlanan ve katlarken koklanan kıyafetler varmış. Evde kapıdan çıkarken, geri geleceğini bilmenin güveni varmış mesela.. Birazdan geri geleceğini bilsen de uzun uzun öpmek varmış. Sabahları şarkılar dinleyerek değil, şarkılar mırıldanarak dans edebilirmiş insan. Günaydın derken kahkaha atabilirmiş ve aynı zamanda birini derin derin soluyabilirmiş. Gece kokusunu arayabilir ve göğsünde deliksiz bir uyku çekebilirmiş. Kolları evin olabildiği gibi, evi bir cennet bahçesine çevirebilirmiş. O ev artık sıradan bir ev olmaktan çıkabilirmiş. Birisi için koşulsuz fedakarlık yapabilirmiş. O istemeden de hayatında bir sürü şeyi değiştirebilirmiş. Kızıp, kavga edip, bağıra çağıra konuşsan da, bir dakika sonra yine sarılacağını bilmenin rahatlığını yaşayabilirmiş... Birinin koşulsuz, şartsız her sözüne inanabilirmiş insan... Ve çok sevebilirmiş zaman geçmişte olsa, herkesten çok! Her gün gördüğünde sıkılmadığı ama iki saat görmese çok özlediği biri olabilirmiş. Özlemek için öyle günlerin geçmesi gerekmezmiş. Eli ayağı sana değmese, karşısında otururken özlermiş... Dış macununu ortasından sıkmasına her sabah gülümseyebilirmiş mesela... Dış fırçası seninkinin yanında durduğunda sanki hep oradaymış gibi hissettirebilirmiş. Etrafınızda ki herkes, hatta aileniz bile artık sizi tek kişilik cümlelerle değil, iki kişi olarak anabilirmiş...

Sevgilim.. Sen benim yazabileceklerimin yanında, aklımın, kalbimin ve ellerimin yazamayacağı güzel olan her şeysin... Benim yarı parçam, hayatımın en güzel mevsimi, benim ışığım ve yarınlarımsın.. Şarkıları daha mutlu kılan sensin. Okuduğum kitapları, şiirleri, gün içi koşturmalarımı anlamlı kılansın. İşin telaşı arasında durup, durup beni gülümsetensin.. Sen bu güne kadar gördüğüm en güzel şeysin! Beni şanslı bir kadın yapan kusursuz bir kahramansın. Dokunduğun her şeyi güzelleştiren, ömrüme ömür katan, beni tamamlayansın... Gülüşüne aşık olduğum adamsın! İyi ki geldin... Teşekkür ederim! Eğer sen gelmeseydin ben hayatın ne kadar yaşanılası bir yer olduğunu asla bilmeyecektim. Eğer gelmeseydin, birini yarınlarında düşlemek ve düşlediğin her şeyde derin bir güven hissetmek ne demek asla bilmeyecektim... Ve daha kötüsü, sevdiğimi sandığım zamanların nasıl bir alışkanlık olduğunun asla farkına varamayacaktım... Gerçek şu ki, sen benim hayata gözlerimi açtığım ikinci günsün. O kader dedikleri, hayırlısı dedikleri, ömür dedikleri adamsın. Allah'ın beni düşünerek yarattığı ve onca acı üzerine "Bak senin için olabilecek herkesten daha özelini gönderdim, sana acılar verdim ki geldiğinde kıymetini bil. Al bu da senin mutluluğun, aptal cesaretin." dediğisin.. Sen hayatımda ki herkesin beklediği, o beyaz atlı prenssin... İkinci doğum günüm, HOŞ GELDİN...

Özge Özvatan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder